Kalp Damar Hastalıklarında Beslenme Rehberi
Kalp damar hastalıkları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi sağlık sorunlarından birisidir. Yetişkin nüfustaki ölüm nedenlerinin ilk sırasını koroner kalp hastalıkları almaktadır. Hastalık riski 35 yaşından itibaren artmakta, erkeklerde kadınlardan daha yüksek oranda görülmektedir. Kalp hastası beslenme alışkanlığını yeniden düzenleyerek sağlığına katkı sağlayabilir.
Kan, damar içinde serbestçe akıp dokulara ve organlara besin ve oksijen taşıma görevini yerine getirir. Damarların içi sağlıklı bir yapıya sahip olduğunda kaslı ve pürüzsüzdür. Kan basıncındaki özellikle yükselmelere ve diğer değişmelere karşı koyabilecek esnekliğe sahiptir.
Damarlar, yüksek kolesterol, sigara, tansiyon, kişinin beslenmesi, genleri, alışkanlıkları, çevresindeki diğer faktörlerin etkisiyle zedelenir ve yıpranır. Zarar gören bölgede kolesterol, yağ dokusu, kalsiyum, makrofajlar ve ölü kan hücrelerinin birikmesi ile plak adı verilen bir tabaka oluşur. Bu plaklar damarlarım esnekliğini azaltır, kan geçiş yolunu daraltır ve kanın akışını engeller. Damar çeperlerinden kopan bir pıhtı kalbe giden bir atardamara ya da daha küçük bir damara doğru ilerleyip damarı tıkayabilir. Bu da kalp kasına yeterli oksijen gitmemesinden kaynaklanan göğüs ağrısına neden olur ve sonuçta kalp krizine yol açabilir.
Zaman içinde kan damarlarının sertleşip tıkanmasına atheroskleroz denilmektedir. Serum kolesterol düzeyinin yükselmesi atheroskleroza neden olmaktadır. Atheroskleroz sessiz bir hastalıktır.
Kolesterol Nedir?
Kolesterol bazı vücut fonksiyonları için az miktarda ihtiyaç duyulan yağa benzer bir maddedir. İnsan bedenindeki kolesterolün bir kısmı diyetle alınır, çoğunluğu karaciğerde sentezlenir. Kandaki kolesterol miktarının normal düzeyde tutulması beden çalışması için gereklidir.
Kolesterol Neden Önemlidir?
Kan kolesterol düzeyinin yüksek olması kalp damar hastalığı tehlikesini arttırır. Kişinin kolesterol düzeyi ne kadar yüksekse kalp hastası olma ihtimali de o kadar yüksektir.
İyi Kolesterol (HDL-Kolesterol) ve Kötü Kolesterol (LDL-Kolesterol) Nedir?
Karaciğerden sentezlenen kolesterol, hücrelere ve hücrelerden tekrar karaciğere taşınır. Bu taşıma işinde görevli iki çeşit lipoprotein vardır. Bunlardan birisi iyi kolesterol olarak bilinen HDL, diğeri ise kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesteroldür.
LDL; hemen hemen yarısını oluşturan kolesterolü karaciğerden vücudun diğer hücrelerine taşır. LDL kolesterol kanda yüksek olduğu zaman damarların iç yüzüne yapışıp buralarda plaklar oluşturur. Kolesterol dışındaki bazı maddelerin de eklenmesiyle bu plaklar büyür, oluşan pıhtılar damarları tıkar. Çağımızda çok yaygın olan bu hastalık damar sertliği olarak bilinir. Damar tıkanıklığı kalp damarlarında olmuşsa kalp krizine, beyin damarlarında olmuşsa felce neden olur.
HDL; çok az kolesterol içerir ve kolesterolü kandan karaciğere taşır. Yapılan araştırmalar HDL-kolesterolü yüksek olan kişilerde kalp hastalığının daha az olduğunu göstermiştir. Sigara içmek ve şişmanlık iyi kolesterolü düşürür, düzenli egzersiz ise yükseltir.
HDL-Kolesterol damarlarda kolesterolün birikimini önler.
Trigliserid Nedir?
Trigliserid, yağın doğada bulunduğu şeklidir. Kolesterol gibi hem vücutta yapılır, hem de besinlerle alınır. Kan kolesterol düzeyi ile kalp hastalığı ilişkisi daha belirgin olduğundan, ikinci sırada hedef alınan trigliseridin kandaki ölçülen düzeyin yüksek olanlarda kalp hastalığı daha sık görülmektedir.
Normal Kan Kolesterol Düzeyleri Ne Olmalıdır?
1 Toplam Kolesterol LDL Kolesterol HDL Kolesterol Trigliserid
Normal 200 mg/ dl’ den düşük 130 mg/ dl’ den düşük 40 mg/ dl’ den yüksek 150 mg/ dl’ den düşük
Sınırda yüksek 200-240 mg/ dl 130-159 mg/ dl 150-199 mg/ dl
Yüksek 240 mg/dl’ den yüksek 160bmg/dl ve üzeri 60 mg/dl’den yüksek 200-499 mg/dl
Kalp ve Damar Hastalıklarında Rol Oynayan Etmenler Nelerdir?
- Yaş
- Fazla yağlı ve kolesterollü diyet
- Şişmanlık
- Kalıtsal yatkınlık (ailede görülmesi)
- Tansiyon yüksekliği
- Şeker hastalığı
- Sigara kullanımı
- Aşırı stres
- Hareketsizlik
Bu risk faktöreleri bulunan kişilerde, kanda kolesterol veya trigliserid yüksekliği de varsa kalp hastalığı riski katlanarak artar.
Kan Kolesterol Düzeyinin Düşürülmesi Kalp Damar Hastalığı Olasılığını Azaltır mı?
Kan kolesterol düzeyinin diyetle veya ilaçlarla düşürülmesinin, kalp hastalığı bulunmayanlarda hastalığın oluşma olasılığını azalttığı, kalp hastalığı bulununanlarda da yaşam süresini uzattığı kesin olarak gösterilmiştir.
Kalp ve Damar Hastalıklarında Beslenmenin Önemi Nedir?
Kolesterolü yüksek olan gıdaların fazla tüketilmesi ve yüksek kan kolesterolü ile kalp hastalıkları arasında doğrudam ilişki vardır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki; kalp hastalığı riskini, besinlerle alınan yağın türü ve miktarı, kandaki kötü kolesterolün oksitlenmesini arttırmaktadır.
Besinlerdeki Yağ Çeşitleri Nelerdir ve Bunlar Kan Kolesterol Düzeyini Nasıl Etkiler?
Yağlar vücudumuzda ve gıdalarda, doymuş ya da doymamış yağ biçiminde bulunur. Katı yağlarda doymuş yağlar, sıvı yağlarda doymamış yağlar fazladır. Doymuş yağlar en fazla hayvansal yağlarda bulunur.
Koyun eti, sığır eti, yağlı sütten yapılmış süt ürünleri, tereyağı, sert margarinler doymuş yağların en çok bulunduğu besinlerdir. Doymuş yağlar kan kolesterolünün yükselmesinin en önemli nedenidir.
Sıvı yağlarda ise doymamış yağ asitleri bulunur. Ayçiçeği yağı, mısır özü yağı, soya yağı, fındık yağı gibi yağlarda çoklu doymamış yağ asitleri, zeytinyağında da tekli doymamış yağ asitleri bulunur. Tekli doymamış yağlar kan kolesterolünü düzenleyici etki yaparlar. Çoklu doymamış yağlar kandaki kötü kolesterolü düşürücü etki yaparlar.
Sağlıklı Bir Diyette Yağlar Ne Oranda Bulunmalıdır?
Günlük toplam kalorinin %30’ u yağlardan alınmalıdır. Doymuş, çoklu doymamış ve tekli doymamış yağlar eşit oranda bulunmalıdır. Beslenmede doymuş yağ içeren besinleri azaltıp yerine doymamış, özellikle çoklu doymamış yağları kullanmak kan kolesterolünün kontrolüne yardımcı olur.
Öneriler:
- Fazla kilolardan kaçınılmalıdır. Kilo artışı kolesterol yükseltici bir faktördür.
- Toplam yağ tüketimi azaltılmalı, doymuş yağ oranı yüksek gıdalar tüketilmemelidir.
- Kızartma yerine ızgara, haşlama, buğulama gibi pişirme şekilleri kullanılmalıdır.
- Posalı yiyecekler tercih edilmelidir.
- Azar azar, sık sık beslenilmeli, öğün sayısı arttırılmalıdır.
- Günlük şeker ve şekerli gıda tüketimi kontrol altında tutulmalıdır.
- Yemeklerde ve sofrada kullanılan tuz miktarı sınırlandırılmalıdır. Tuz içeren yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
- Alkol ve sigara kullanılmamalı, kullanılıyorsa azaltılarak bırakılmaya çalışılmalıdır.
- Dengeli beslenme ve düzenli egzersiz bir arada uygulandığında başarılı sonuç verir.
- Kan şekeri, tansiyon ve kolesterol ile trigliserid düzeylerine belirli aralıklarla baktırılmalıdır.
Yoruma kapalı.